Sevgili Neshe ile İstStarMag Okuyucuları için keyifli bir röportaj yaptık…

1.Öncelikle kariyerinize ‘Neshe’ ismiyle devam etmeye nasıl karar verdiniz?

Bu gerçekten güzel ve beklemediğim bir soru, oldu. Şöyle ki gerçek adım Neşe Ceren , çocukluğumdan beri ailem ve yakın arkadaşlarım beni Ceren diye çağırır. Neşe ismini ise Barselona’da yaşadığım döneme kadar hiç kullanmadım.

Barselona’da Ceren’i çok yanlış söylüyorlardı. Bi noktadan sonra ismimi sorduklarında kısa ve öz Neşe demeye başladım ve kimsenin takılmadan söyleyebildiğini görünce devam ettim. Yazımda da haliyle ‘ş’ harfinin yokluğundan Neshe diyip bu konuyu orda noktaladım ki dünyanın her yerinde anlaşılabilsin. Sonra sahne hayatımda da Neshe kaldı:) Neshe diye araştırdığımda hem gerçek anlamı joy (neşe ) hem de süryanice kadın anlamını taşıdığını öğrenince daha da sevdim. Arkadaşlarım ve yakın çevrem Ceren demeye devam ediyor:)

2. Neshe’yi biraz tanıyabilir miyiz? Sanat yolculuğundan bahseder misiniz ?

1990’da , İstanbul’da doğdum. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Modern Dans ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikal Tiyatro Bölümleri’nden mezun olduktan sonra Barselona’ya giderek hem eğitimime devam ettim, hem de sahne hayatıma başladım. Avrupa’da ve Amerika’da bir çok müzikalde oynadım.

Viyana Konservatuvarı Pop Müzik Master programını kazandığım ve müzik hayatıma Universal Avusturya ile devam edeceğim bir dönemde Türkiye’ye dönüş yapmak zorunda kaldım.

O günden beri de sahne hayatıma Şehir Tiyatroları ve daha sonra da Enbe Orkestrası’nı dahil ederek devam ettim. Şimdi ise hep hayalini kurduğum kendi ismimle, müziğim ve sahne showlarımı seyirci ile buluşturmak için ilk adımı atıp, ilk single çalışmamı yayınladım.

3. Şarkılarınızda ispanyolca, ingilizce , türkçe dillerinden birini seçmek zorunda olsanız hangi dili seçerdiniz ?

Farklı diller konuşabilmeyi seviyorum , yeni diller öğrenmek de beni mutlu ediyor. İngilizcem de İspanyolcam da çok akıcı olmasına karşın, bir seçim yapmak istesem öncelik benim ana dilim Türkçe olacaktır. Şarkılarımda bu dilleri kullanmam ise global işler yapmak istememdendir, yoksa Türkçeyi seviyorum, son derece zengin, farklı ve özel bir dil bence ki Türkçe şarkılar da söylemek istiyorum.

4. Müzik piyasasına hızlı bir giriş yaptınız. Single çalışmanızdan bize biraz bahseder misiniz? 

‘Hijo de la Noche’ baştan sona Neshe’nin fikirleri ve yaratımından oluşuyor. Şarkıyı bundan iki sene önce Romanya’da ‘Emanuela Pertea’ ile yazdık, kendisi ‘Billionera’ şarkısının bestecisidir. Tüm prodüksiyon Romanya’da yapıldı. Şarkıya ‘Jimmy Dub’ featuring yaparak eşlik etti. Videoyu Mardin’de İrem Haykır yönetmenliğinde, 20 kişilik bir ekiple çektik. Kostümlerimi Gustavo Adolfo Tari özel olarak hazırladı gönderdi Barselona’dan, kendisi Shakira, Rosalia gibi isimlerle çalışan bir tasarımcıdır.

Dans yaratımını dünyaca ünlü koreograf Lorenzo Hannah ile beraber yaptık aynı zamanda videoda bana danslarıyla eşlik etti. Kısacası gerçekten çok özenerek ve detaylı çalışarak bir proje ortaya koymaya çalıştık ve pandemi nedeniyle tahmin edebilirsiniz her şey iki kat daha zordu.

5. Klibinizi seyredenler mutlaka farketmiştir gerçekten dans konusunda çok iddialısınız. Dans konusunda nasıl bir geçmişiniz var? Danslarınızda örnek aldığınız ya da kendinizi yakın bulduğunuz sanatçılar var mıdır yoksa tamamen Neshe tarzı diyebilir miyiz? 

Dans benim hayatımın büyük bir bölümünü temsil ediyor. Dört yaşımdayken bale ile başlayan, konservatuvarda modern dans ve müzikal okuyarak devam ettiğim, İspanya’da flamenko, oynadığım müzikallerde tap, jazz yaptığım ,Shaman, Anadolu Ateşi gibi topluluklarda farklı tarzlarda dans ettiğim, koreograf olarak da yurtdışında aldığım ödüllerle uzun bir dans kariyerim olduğunu söyleyebilirim.

Dans performansı olarak etkilendiğim sanatçılar arasında J.Lo , Shakira, Madonna, Beyonce , Michael Jackson , Ciara’yı sayabiliriz. Hareket stili anlamında bu sanatçılarla benzer olamam çünkü bu yaşıma kadar bedenimin sahip olduğu bir disiplin var ancak ilham aldığımız noktalar olmuştur onlarla büyüdüğümüz için. Gerek etnik yapım, gerek donanımımla Neshe herkesten farklı olmalı diye düşünüyorum. Umarım müziğimle beraber bu farkı ortaya koyabilirim.

6. Farkettiğimiz bir konu ise birçok çalışmanızda son derece sade bir duruş sergiliyorsunuz , yok denecek kadar az takı, aksesuar kullanıyorsunuz. Bu özel bir seçim midir ?

Sadelikten hoşlanıyorum diyebilirim. Gündelik hayatımda özellikle çok nadir takı kullanırım, yalnızca yaklaşık on senedir parmağımdan hiç çıkarmadığım bir şans yüzüğüm var sürekli benimle olan. Sahnede de çok fazla hareket ettiğimden takılacak ya da hareket rahatlığımı engelleyecek hiçbir aksesuar olmamasına özen gösteririm, seyircinin odağının bende olmasını isterim taktıklarımda değil 🙂

7. Son olarak İstStarMag okuyucularına bir mesajınız var mı?

     Hayallerinizin peşinden gidin…

Röportaj : Ali Osman İPKIRMAZ

Fotograflar : Murat Dürüm