RÖPORTAJ // YANITLAYAN: PALAMUT GROUP YÖNETİM KURULU BAŞKANI RECEP PALAMUT

Gönüllülük değil sorumluluk bilincindeyiz…

Palamut Group olarak Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerimize 2014 yılında başladık. ‘’2016 yılında Şanlıurfa’da start verdiğimiz “Eğitim İçin Her Şey” projesinde ki 5 yıllık hedefimize 3 yılda ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Şirketinizde yürütülmekte olan gönüllülük temelli bir KSS projesi var mı? Bu projede hedeflenen etki nedir? Ne gibi sonuçlar aldınız? Projeyi anlatır mısınız?

‘’Türkiye genelinde 5 yılda toplamda 450 okul ve 300.000 çocuğa ulaşarak önemli bir başarıya imza attık. 2023 hedefimiz 600 Okul, 500.000 öğrenciye ulaşmak.

49 adet açılan su kuyusu, 32 adet yapılan su kuyusu tadilatı ile toplamda 81 su kuyusuna ulaştık. 263 öğrenciye verilen burs sayesinde ise hayata 1-0 yenik başlayan çocukların toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı yaşayarak öğrenmelerini sağladık. 35.000 kışlık giyecek, 69.000 kışlık ayakkabı ile toplamda 104.000 kışlık kıyafet yardımında bulunduk.65.000 ilmihal, 17.000 kutlu yolculuk, 20.000 eğitim kitabı ile toplamda 102.000 kitap desteğinde bulunduk.55 fotokopi makinası, 18 jeneratör, 8 prejeksiyon cihazı ile toplamda 81 araç gereç yardımında bulunduk.5 yemekhane, 5 kütüphane ile toplamda 25 okulda onarım ve tadilat yaptık.Toplamda 450 adet kurban bağışı yaptık. Her ay düzenli olarak 500 ile 1000 arasında ki ihtiyaç sahibi aileye gıda yardımında bulunuyoruz. ‘’

‘’Yurtdışı desteklerimiz arasında Nijer’e hediye ettiğimiz sondaj makinası ile yüzlerce su kuyusunun açılmasına vesile olduk. Yine Nijer’de açılacak olan hastaneye destek verdik. Suriye Barış Pınarı bölgesinde ki dostlarımıza gıda ve giyecek desteğinde bulunuyoruz. ‘’

Kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımı, şirketinizin insan kaynakları sisteminde hangi ölçüde yer alıyor? İki yapılanma arasındaki ilişki nasıl yürütülüyor?

Gönüllülük değil sorumluluk bilincindeyiz…

Yaşam sorumluluk gerektirir. Kurumlar da tıpkı insanlar gibi sosyal çevre içinde varlıklarını sürdürürler.  İçinde yaşadığımız toplumda, ülkemizde ve Dünya’da ‘’yaşam kalitesinin’’ ve ‘’öz benlik’’ profilinin arzuladığımız düzeye gelmesi ve yaşanılabilir bir çevre için kişisel ve kurumsal olarak sosyal sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerektiğinin bilincindeyiz.

İnsan kaynakları yönetim sistemimiz ile KSS projelerimiz arasında bütünleşik bir iletişim söz konusu. İnsan kaynakları departmanımız, çalışma arkadaşlarımızın kurum kültürü ve etik değerlerinin teşvik edilmesinde rol oynarken, KSS faaliyetlerimiz toplumsal bilincin oluşmasına, motive olmalarına, işletmeye olan bağlılıklarının artmasına ve işletmeyle özdeşleşmelerine katkıda bulunuyor. Palamut Group olarak uzun yıllara dayanan KSS deneyimlerimiz; paylaşımcı, araştırmacı, yenilikçi, ahlak ve etik bilincine sahip kurum kültürümüzü daha da güçlendiriyor ve anlamlı hale getiriyor.

Şirketinizde KSS projelerini planlarken çalışanların gönüllü katılımlarını önemsiyor musunuz? Gönüllülük mesaisine, yönetim kurulundan insan kaynakları direktörüne kadar nasıl yaklaşım var?

Sosyal farkındalık ve sorumluluk duygusu bünyemizde ki tüm çalışma arkadaşlarımızda oluşuyor. Her birimiz farklı kişisel değerlere, inançlara ve hayat yapılarına sahibiz. Yapılan KSS projelerinde ortak payda da buluşmak ve ortak değerlere hizmet etmek oldukça kıymetli bizler için. Özellikle yeni kuşak için iş ve yaşam dengesinin oluşmasında çok önemli bir faktör. Bulunduğumuz hızlı tüketim çağında daha pozitif bir bakış açısı ve daha anlamlı bir hayat yaşama hissiyatı sağlıyor.

Yönetim kurulundan, insan kaynaklarına ve tüm çalışma arkadaşlarımıza kadar her birey söz sahibi olmak istiyor. Birçok yeni fikir üretiliyor. Oluşabilecek yeni sorunlar ve çözümleri dört elle kucaklıyorlar. Dolayısıyla üst ast ilişkisini bir kenara bırakarak tüm insani duygularımızla yardımlaşma, ortak bir amaç uğruna çalışabilme ortamı oluşturuyoruz. Bu öncelikle Palamut Group ailesinde sonrasında da gönül verdiğimiz her konuda çok kıymetli hale geliyor.

Projede kaç çalışanınız gönüllü olarak görev aldı? Toplam kaç saatlik gönüllü mesai harcandı?

Proje 2014 yılından bu yana devam eden ve her yıl kapsamı genişleyen bir proje. Her yıl düzenli olarak %70 şirket içerisinde ki çalışma arkadaşlarımız, %30dış paydaşlarımızdan oluşan büyük bir ekip ile bölge ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Burada ki en önemli mesele yaptığımız tüm faaliyetleri yerinde gözlemleyebilmek, sorunun bir parçası gibi hissedebilmek.

‘’Eğitim İçin Her Şey’’ diyebilmek ciddi bir sorumluluk. Bölge de bulunan gençlerimiz ile sohbetler ederek gelecekleri hakkında konuşmak, çocuklarımızın sorularına elimizden geldiğince cevaplar vermek projemizin yeşermesi açısından çok kıymetli. Ve bu başladığımız ilk günden bu yana sürekli yaptığımız ve yıllarca süre gelen bir mesai. 

Gönüllü mesainin şirketteki performans sistemine yansımaları nasıl oldu? Terfi sürecinde yansımaları oldu mu? Anlatır mısınız?

KSSprojelerimizin ilk etkisi şüphesiz bireysel olmaktadır. Çalışma arkadaşlarımız kendilerini sorumlu birer vatandaş hissediyorlar. Gençlerimiz, çocuklarımız ve bölge halkı ile empati kurmaya başladılar.  Sürdürülebilir çözüm üretmeye eğilimlerinin arttığını gözlemledik. Dinleme ve anlama yetkinliklerini geliştirdiler. Hepimizin konusu olan toplumsal problemlere maruz kaldılar, daha insancıl ve ahlaki değerler ortaya çıkmaya başladı. 

Paylaşımcı, girişken, üretken, merak eden, güvenen ve güvenilir, probleme kayıtsız kalmayan ve çözmeye odaklı bireyler topluluğu oluşmaya başladı. Kurum kültürümüze ve iş yapış biçimimize direkt yansıyan bu davranış biçimleri, yönetimsel olarak bizlerde daha fazla insan hayatına dokunma ve daha fazla proje üretme gücü sağlıyor.

Pandemiyle birlikte KSS projeleri de dijital olarak evrildi. Bu süreçte gönüllülük çalışmalarınızın nasıl şekillendiğini de belirtir misiniz? Gelecekte projeleri nasıl tasarlamayı planlıyorsunuz?

Pandemi süreciyle birlikte birçok sistemin dijitale evrildiğini hepimiz izliyoruz. Ancak KSS kapsamında dijitale geçiş çok daha öncesinde oldu. Üretilen her proje, dokunulan her hayat dijital de hayat bulmaya ya da dijital de unutulmaya başladı.Üretilen her KSS projenin dijitalde sürdürülmesi demek hızlı üretilmesi ve hızlı tüketilmesi demektir. Oysa ele aldığımız toplumsal konular oldukça köklü ve değişmesi, dönüşmesi epey sabır isteyen konular. Dijitalde, eriştiğiniz kitle de bir bıkkınlık ya da sıkılma durumu oluşturma riski ile karşı karşıyasınız.

Bu sebeple etkili ve etik kullanmanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Hayata geçirdiğiniz tüm projeleri dijital de iyi yönetebilmeli ve toplum güvenini kazanabilmelisiniz. Ve amaç yaşanan sorunlara hedef kitleyi dahil etmek olmalıdır. Çift yönlü bir iletişim sağlayarak insanları harekete geçirmeniz gerekmektedir.

Gelecek projelerimizde ki en büyük amacımız ortak sorunlarımızda, daha fazla insanla hareket etmektir. Bir bursiyerimizin yıllar sonra kendi gibi bir gence destek olmak istemesi, bölge de ki eğitimlerde söz sahibi olmak istemesi bizim için oldukça kıymetli. Dokunduğumuz her hayat, her genç her aile ile daha da büyümek ve bölge de eğitim ile ilgili katma değer oluşturabilmektir. Dijital de organik olarak büyümeyi, sanal ortamlarda da bulaşabileceğimiz toplulukları arttırmayı hedefliyoruz. Proaktif bir iletişim ağı ile daha fazla sesimizi duyurmak ve çözüm üretmeyi planlıyoruz.